Ubisoft’un Yeni Oyunu XDefiant’ı Denedik!

Oyun dalında artık AAA kalitesinde yeni ve rekabetçi fiyatsız oyunlara çok sık rastlamıyoruz. Ama Ubisoft, piyasadaki bu boşluğu dolduracak yeni oyununu yayınlamaya hazırlanıyor. Biz de “XDefiant” isimli bu oyunu kapalı beta sürecinde deneyimleme fırsatı elde ettik.

Webtekno takımından iki oyuncu olarak (Barış ve Ümit) katıldığımız kapalı beta sürecinde XDefiant’ı en ince detayına kadar denemeye çalıştık. Pekala XDefiant nasıl bir oyun? Oynaması eğlenceli mi? Rekabete değer veren yahut vermeyen oyunculara neler sunuyor? Bu soruların hepsini ve dahasını bu içeriğimizde yanıtlıyoruz.

XDefiant neler sunuyor, biz neler bulduk?

Önce oyunu kısaca tanıyalım:

Tamamen fiyatsız oynanabilecek olan XDefiant, karakterimizin gözünden savaştığımız süratli ve çok yüksek aksiyonlu bir yapıya sahip. Oyunda beş farklı oyun modu ve beş farklı ‘Faction’ yer alıyor. Factionlar içinde ise farklı sayıda karakterler bulunuyor.

XDefiant’ın Faction’ları da aslında Ubisoft’un oyun dünyasına kattığı ikonik karakterleri temsil ediyor. Libertad Far Cry 5, Phantoms Tom Clancy’s Ghost Recon, Echelon Tom Clancy’s Splinter Cell, Cleaners Tom Clancy’s The Divison ve DedSec, Watch Dogs serisine dayanıyor. Tüm oyun modlarında ekipler 6v6 olacak formda savaşıyor.

Oyundan bulduklarımızı anlatmaya başlayalım: Oyun modları

XDefiant, sunduğu oyun modlarıyla farklı üslupta oyuncuların da isteklerine karşılık verebiliyor. Daha lineer bir oynanış yahut daha özgürce haritada dolanmak, düşmana geriden vurmayı sevenler için hem oyun modlarında hem de karakterlerde farklı seçenekler mevcut.

Escort:

Overwatch’tan aşina olduğumuz ‘paketin’ bir noktadan öteki noktaya makul müddet içinde götürülmesini amaçlayan modda saldıran taraf, paketin yakınında durarak iletletiyor. Savunanlar ise karşı kadrosu paketten uzaklaştırmaya çalışıyor ve süreye oynuyor. Paket, makul noktalara ulaşırsa saldıran tarafa verilen mühlet uzuyor, mühletin sonunda yahut paketin gereken noktaya gitmesi sonunda oyun bitiyor. Biraz daha lineer ve “beklendik” oyun isteyenler için bizce oynaması en zevkli oyun modu escort oldu.

Domination:

Bu oyun modunda Battlefield, Call of Duty üzere oyunlardaki modlarda olduğu üzere, bölgeleri ele geçirerek tertipli olarak puan kazanıyorsunuz. Daima bir ekipten başkasına geçen bölgeleri hem savunduğunuz hem de kaybettiklerinizi geri almakla uğraştığınız için oyun çok akıcı geliyor, ölseniz bile o kadar can sıkmıyor diyebiliriz. Haritalar öbür oyunlara kıyasla daha küçük olduğu için 3 bölge biraz az gelebilir lakin dağları zirveleri aşmadığınızdan daha seri bir oynanış sunuyor.

Occupy:

Domination’dan sıkılanlara çok misal bir alternatif. Tıpkı Domination üzere bölgeleri ele geçiriyorsunuz fakat bu sefer haritada sabit 3 bölge yok. Sürekli değişen tek bir bölgeyi ele geçirmeye çalışıyorsunuz ve yeniden puanı en yüksek olan kadro, oyunu kazanıyor. 

Zone Control:

Olayımız yeniden bölgeleri denetim etmek lakin Escort oyun modunda olduğu üzere daha lineer bir oynanış arayanların güzeline gideceğini düşünüyoruz. Şöyle ki, haritada ele geçirilebilecek 5 bölge var ama 4’ü kilitli. Saldıran kadro her bir bölgeyi ele geçirdiğinde bir sonrakinin kilidi açılıyor ve onu da ele geçirmeye çalışabiliyor. Savunanlar da natürel ki bunun önüne geçmeye çalışıyor.

Hot Shot:

CoD’dan bildiğimiz ‘Kill Confirmed’ moduna çok benziyor, oyuncular öldüğünde yere bir arma düşürüyor ve öbür oyuncular da bunları toplayarak puan kazanıyor. Kendi ekibinin armalarını toplayarak karşı ekibin puan kazanmasını engelleyebiliyorsunuz. Karşı takımınkileri toplayarak da ekibine puan kazandırıyorsunuz. Olağan ki, en yüksek puanı olan kadro kazanıyor.

Karakterler:

Gelelim karakterlere, daha evvel bahsettiğimiz Faction’ları aslında birer sınıf üzere düşünebilirsiniz. Öteki oyunlardan da aşina olduğumuz DPS, Tank, Medic dışında saklılığın ön planda olduğu Echelon ve “hacker” diyebileceğimiz DedSec sınıfı bulunuyor. Sınıf fark etmeksizin her karakterin bir pasif yeteneği bir ulti olarak bildiğimiz ‘ultra’ yeteneği ve bir adet de faal yeteneği bulunuyor. Oynayacağınız sınıfa özel iki yetenekten birini aktif yeteneğiniz olarak seçebiliyorsunuz.

Barış’ın kapalı beta sürecinde favori sınıflarından biri Phantoms oldu. Oyunlarda tank karakter oynamayı sevmeyen biri olarak XDefiant’ta ziyadesiyle zevk aldı. Tecrübesini de şöyle anlattı:

Ümit’in favorisi olan Cleaners sınıfında ise De Rosa, Kersey, Green ve Santos karakterleri yer alıyor. Bu sınıf, özellikle agresif oynamayı ve “Ben uygun nişancıyım, vurduğumu indiririm” diyen isabetli oyunculara hitap ediyor. Bu karakterlerin sahip olduğu pasif yetenek sayesinde mermileriniz, düşmanların yanmasına ve bir mühlet daha hasar almasına neden oluyor. Ayrıyeten alev fırlatan drone yahut molotof olmak üzere iki farklı özel yeteneğe de sahipler.

Cleaners sınıfının ultra yeteneği, elinize alev makinesi veriyor. Yalnızca muhakkak bir mühlet kullanabildiğiniz bu silah ile kimse yanınıza yaklaşamıyor. Bir alanın denetimi, bu silah sayesinde çarçabuk elinize geçebiliyor. Ama silahın hasarının ziyadesiyle yüksek olması da karşınızdaki bireylerin bir tık çıldırmasına neden oluyor.

Oyunun sağlıkçı karakterlerini kapsayan Libertad’larda ise Iselda, Beto yahut Seleste olarak oynayabiliyoruz. Karakterlerimizin pasifi, kendimizi ve yakınımızdaki takım arkadaşlarımızı yavaş yavaş iyileştiriyor. Ultra gücümüz ise sonlu mühletle canımızı 200’e çıkarıyor. En kritik anlarda kullanıldığında karşı grup için çokça hudut bozucu olabiliyor.

Libertad sınıfının sahip olduğu yeteneklerden birisi yere, yakınındayken devamlı sıhhat kazandığınız ve kazandırdığınız bir kutu koyuyor. BioVida Boost olan öteki yetenek ise siz ve yakınınızdaki dostlarınızın canını en üst seviyeye çıkarıyor. Libertad, oyunda ekip arkadaşlarını koruyan kıymetli bir role sahip durumda ancak bununla kalmıyor, kişisel oyunda da bir anda canını doldurarak karşı tarafı şaşkına çevirebiliyor. Tahminimizce bu sınıf da biraz klasmanın OP (over-powered, çok güçlü) taraflarında, oyun çıktığı vakit biraz daha zayıf bir haliyle karşılaşabiliriz.

Echelon, “ben saklı takılmayı seviyorum” diyenlerin güzeline gidebilecek bir sınıf zira karakterin tüm yetenekleri saklılık üzerine şurası. Pasif yeteneği sayesinde karakteriniz karşı ekibin haritasında gözükmüyor. Faal yeteneklerse başkalarına nazaran daha ortada bırakan bir yapıda. Yeteneklerinizden birisi ateş etmiyorken görünmez olmanızı sağlıyor.

Tabii ufak hareketleriniz silüetimsi bir formda yerinizi aşikâr etse de dikkatli olmayan gözleri kolaylıkla avlayabilirsiniz. Sınıfın öbür yeteneği ise muhakkak bir aralıkla yakınınızdaki düşmanları ortaya çıkaran –duvarın gerisinde olsa bile– “sonar dalgalar.” Merak etmeyin çıldırtacak kadar büyük bir menzili yok ancak pusmayı alışkanlık haline getirenler için teğe bir.

Ultra yeteneği için çıldırtmayacağına dair bir kelam veremem. Yeteneği kullandığınızda pek kâfi bir müddetliğine haritadaki tüm düşmanların yerini görebiliyorsunuz ama yalnızca tabancayla ateş edebiliyorsunuz. Lakin rastgele bir tabanca değil, oyunun en güçlülerinden. İki vuruşla düşmanların birçoklarını köyüne yollayabilirsiniz.

Gelelim son sınıfımıza “DedSec”. WatchDogs evreninden gelen karakterlerimizin pasifi kullandığınız ekipmanı kısa mühlet içinde tekrar kullanabilmenize yarıyor. Örneğin envanterinizde yalnızca bir tane el bombası olmasına karşın DedSec’ler ufak bir bekleme mühletinden sonra yine atabiliyor. Faal yeteneklere geçmeden evvel şunu söylemem lazım ki DedSec büsbütün karşı kadronun planlarını bozmayı amaçlayan bir sınıf.

Bu yeteneklerden birisi karşı kadronun yeteneklerini ve ekipmanlarını hackleyerek kendi tarafına geçirebiliyor. Başkasıysa yere bıraktığı ufak örümcek robotla en yakındaki düşmanın hızına yapışarak bir müddetliğine etkisiz hale getiriyor. 

Karşı kadrosu bozmak demiştik değil mi, ultra yeteneği bunun hakkını veriyor. Zira bu yeteneği kullandığınızda makul bir alan içinde karşı kadro rastgele bir yetenek kullanamıyor. Karşınıza gelince çok eğlenceli olduğunu söyleyebilirim. Hem de çok.

Haritalar:

XDefiant’ın kapalı beta sürecinde çok da fazla harita bulunmuyordu. Ama bu haritalar Ubisoft tarafından en baştan oluşturulan ve hiçbir oyunda bulunamayacak haritalar idi. Tekrar haritaların temaları da Ubisoft’un bugüne kadar yayınladığı pek çok oyunun dünyasına ilişkin idi.

Oyunda, oyun modlarına nazaran oynayabildiğimiz 14 farklı harita yer alıyordu. Bu haritaların kimisi açık havada ve geniş alanlarda savaş imkânı sunuyor, kimisi de bizi kapalı alanlara atıyordu.

Özellikle açık alanlara sahip olan haritalar uzak aralık çatışmalarına sıklıkla yer verirken oyuncular birbirine yaklaştıkça bir kaos ortamına dönüşüyor. Etrafınızı kolaçan etmediğiniz bir saniye içinde bile bir köşeden çıkan oyuncuya mağlup olabiliyorsunuz. Bu dikkatli ve rekabetçi oyuncular için yeterli bir şey olsa da FPS oyunlarında hakimiyete sahip olmayan ve yalnızca cümbüş için oynayanları üzebilir.

Harita ve oyun modları ortasındaki istikrarın en âlâ sağlandığı kurallar ise bizce Escort modunda yer alıyor. Overwatch ve Team Fortress 2’ye emsal biçimde bir aracı koruyarak düşman üssüne karşı ilerlediğimiz yahut ilerleyişe karşı savunduğumuz oyun modunda haritalar epeyce dengeli ve eğlenceli bir oynanış sunuyor.

Takımınızla uyumlu bir halde oynadığınızda haritadaki hakimiyetinizi basitçe sağlayabiliyor, savunma tarafında karakterlerin yeteneklerini stratejik olarak kullandığınızda da zafere ulaşabiliyorsunuz.

Kapalı alan haritalarındaysa oyun ekseriyetle öl ya da öldür olarak ilerliyor. Düşman size yanlışsız bam bam ilerliyor, siz düşmana karşı bam bam ilerliyorsunuz. En çok bam bamlayan takım da oyunun kazananı oluyor. Eğlenceli mi eğlenceli, fakat tek başınıza oynarsanız can sıkıcı bir hâl alabilir.

Silahlar:

XDefiant, pek çok FPS oyununda olan misal silahlara mesken sahipliği yapıyor. Taarruz tüfeklerinden hafif makineli silahlara, keskin nişancı tüfeklerinden orta ara ve orta hasarlı nişancı tüfeklerine ve tabancalara, pek çok silah oyunda yer alıyor.

Fakat yaşadığımız birinci tecrübe ne yazık ki pek de olumlu olamadı. Oyundaki silahların tümü, silahlarla oynadıkça geliştiriliyor. Silahlarınızın hasarını ve hassasiyetini yeni donanımlar takarak geliştiriyor ve aslında diğer oyunculara karşı üstünlük ediniyorsunuz.

Bu her ne kadar yeterli bir mekanik olsa da kapalı beta sürecinde oyuncular ortasında bir filtre olmadığından birinci düzeylerde ziyadesiyle zorlandık. En fazla beş oyunumuz, 1. düzeyde sahip olduklarımızla hayatta kalmaya çalışmakla geçti. Oyunda bilhassa başlangıç taarruz tüfeği olan M4A1’in hasarının çok düşük olması, bir şarjörle bile düşmanları zar güç öldürmemize yol açıyordu.

Biraz ilerledikten ve oyuna alıştıktan sonraysa kendi oyun tarzımıza uygun silahları kullanmaya başladık. Örneğin Ümit, MK 20 SSR nişancı tüfeği ile kendisini açmayı başarmışken Barış’ta bu silah taarruz tüfeği AK-47 oldu.

İkimiz ortasındaki ayrım, oyunun farklı oynanış tarzlarına hitap ettiğini de gösterdi. Tekrar de silahlara bir dengeleme getirilmesi gerektiğinin altını çizmeden geçmeyelim.

Genel oynanış:

• SS almak için adamı kaçıran koca yürekli Barış.

Oyuna birinci girdiğimizde bahtımıza çok süratli oynanan bir moda denk geldik ve aslında birinci maçımızda biraz kaybolduk ve olup biteni anlamaya çalıştık, oyun şimdilik bu hususta elinizden pek fazla tutmuyor, olağan kapalı beta olduğunu unutmamak lazım. Sonraki maçlarda bilhassa silahlara ve karakterlere alıştıktan sonra rahatlıyorsunuz ve özgüveniniz yerine geliyor. Kapalı beta olmasına karşın çok hudut bozucu bir problemle karşılaşmadık.

Sadece Barış’ın oyunu karakter değişikliğinden sonra 4 FPS’e kilitlendi fakat oyunu kapatıp açınca çözülmeyecek bir sorun değildi. 4 FPS demişken, korkmayın tüm oyun bu biçimde gitmiyor. Optimizasyonu beklediğimizden yeterliydi açıkçası. Barış’ın ekran kartı-işlemci kombosu RTX 2070 Muhteşem ve Ryzen 5 3600, benim de RTX 3060 ve i5-13400F. İkimiz de azamî ayarlarda 100’ün üzerinde FPS bedelleriyle oynadık. Ortada ufak tefek FPS düşüşleri yaşasak da katiyen bir kapalı beta erişimine nazaran beklediğimizden iyidi diyebiliriz.

İlk anlardan beri birbirimize şikayet ettiğimiz sorun, oyunun çok süratli ilerlemesine karşın şarjör değiştirmenin ve hatta adam öldürmenin oyuna nazaran biraz daha yavaş kalmasıydı. Doğal bahsettiğimiz üzere silahlarda düzeyiniz yükseldikçe adam öldürmek çok daha kolaylaşıyor lakin başlarda şarjör değiştirmeden arka geriye 2 kişi indirebildiğimizde şaşırdığımız olmadı değil. Karakterin, silahın ve animasyonların suratlarının bir tık daha artırılması bu sorunu yüksek oranda çözecektir diye düşünüyoruz.

Diğer can sıkıcı ayrıntılardan biri de karakterlerin katiyetle bir dengeleme sürecinden geçmesi gerekiyor. Kapalı betanın maksadı da aslında bu, topluluktan ve oyunculardan gelecek dönüşlere nazaran oyunun daha güzel, daha istikrarlı ve daha eğlenceli olmasını sağlamak. Sınıflar kısmında anlattığımız üzere birtakım karakterlerin avantajlı yanlarına karşılık pek dezavantajlarının olmadığını fark ettik, tahminen bir sonraki beta sürecinde bunların değiştiğine daima birlikte şahit oluruz. 

Özetleyelim, sonuçlandıralım: XDefiant oynanır mı?

Tamamen fiyatsız olarak yayınlanacak XDefiant, aslında son zamanlardaki oynayacak oyun bulamama hastalığımıza deva olabilir. Ubisoft; CoD, Battlefield, Overwatch üzere serilerden aşina olduğumuz oynanışı daha da çeşitlendirerek önümüze getiriyor.

Bu sebeple de farklı oyuncu kitlelerine hitap ettiğini söylemiştik, kimisi için ortada gerilim atmak için yahut arkadaşlarıyla girip takılmak için çerezlik bir oyun da olabilir, rekabetçi oyun hayranları için yeni bir espor arenası da olabilir. Bakalım vakit bize neler gösterecek… Kapalı beta sürecine dahil olan yahut görüntülerde denk gelen okurlarımızın da fikirlerini merak ediyoruz.

Okuduğunuz kadarıyla XDefiant sizce nasıl olmuş, oynanır mı, oynanmaz mı? Yorumlarda buluşabiliriz!